KURAN’IN AÇIKLAYICISI KİMDİR?

İddia: Peygamberlik görevlerinden birisi de Kur’an-ı Kerim’i sözlü ve uygulamalı olarak açıkça ortaya koymaktır. O, müminler tarafından anlaşılamayan ayetlere, kavramlara ve konulara açıklık getirmiştir. Uygulamalarıyla da bizlere örnek olmuştur. Kur’an’ın açıklayıcısı Muhammed Peygamber’dir. Kur’an, hadisler tarafından açıklanmıştır. Çünkü her şeyin sadece Kur’an’da açıklanması imkânsızdır. Kur’an teori, hadis ise pratiktir. Peygamberimizin görevini Kur’an’a yükleyerek ilahi projenin hem teorik hem de pratik kaynağı olmasını beklemek olmayacak bir şeydir.

Delil hadislerden biri: Bana Kur’an’ın misli kadar daha hüküm verildi [Ahmed b. Hanbel]

Delil ayetlerden biri Nahl Suresi 44. Ayettir.

Nahl 44: Belgeler ve kitaplarla… Sana bu mesajı indirdik ki, kendilerine indirileni halka açıklayasın (bildiresin) ve onlar da düşünsünler.

 

İddiaya Cevap: Allah’ın herhangi bir kulu Kur’an’ın açıklayıcısı ve tefsircisi olamaz. Allah bize konuşmayı ve düşünmeyi öğretendir. Allah’ın kelimelerle anlattığı kitabı kapalı ve açıklamaya muhtaç olarak niteleyip, insanların kelimelerle anlattıklarının daha açıklayıcı ve daha detaylı olduğu iddia edilemez. Bilgilerimiz bazı ayetleri okuduğumuzda anlamak için yetersiz olabilir. Hatta bazı ayetleri anlamak için bilimin ilerlemesi bile gerekebilir (örnek Alak: 1 ve Zariyat 47. Ayetler). Bu Kur’an’daki ayetlerin kapalı olduğu anlamına gelmez, ayetleri anlamak için zamanının gelmesi gerektiğini gösterir.

Bizlerin yaptığı açıklamalar ise; zaten yapılmış açıklamalar arasında bağ kurma çabası olarak değerlendirilebilir. Herhangi birimizin yaptığı açıklamalar tartışmasız olarak kabul edilecek veriler değildir. Her birimiz hatalı düşüncelere sahip olabiliriz. Müslümanlara düşen, kendilerine gelen verileri Kur’an ışığında değerlendirmektir.

 

Kuran ‘’Allah Tarafından’’  Detaylandırıldı!

Hud 1: Elif Lam Ra. (Bu) öyle bir kitaptır ki, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar (Allah) TARAFINDAN ayetleri sağlamlaştırılmış ve sonra da DETAYLANMIŞTIR.

 

Kur’an’daki birçok ayet direkt veya dolaylı yönden bu konuyu işlemektedir. Oldukça detaylı işlenen ‘’ayrıntı’’ konusundaki ayetler çok nettir.

 

Örneğin şu ayetlere bakılabilir:

22:996:386:1146:1196:1266:1547:3210:1510:3712:1
12:11113:215:117:1219:7319:9722:1622:7222:7224:1
24:3424:4627:128:229:4930:2836:6943:244:5-846:7
54:1754:2254:40.57:958:565:1116:896:14517:3943:36

 

Kur’an’ın dinimiz için gerekli detayları içerdiğini bildiren ve açıklayıcısının ALLAH olduğunu bildiren birçok ayete rağmen din adamları, Kur’an’ın açık olmadığını, bazı ayetlerin mücmel/kapalı olduğunu ve bu kapalı ayetlerin ancak hadisler yoluyla anlaşılabileceğini iddia etmişlerdir.

Kur’an’ı Allah açıklayıp detaylandırmıştır. Bize düşen Allah’ın açıklamaları üzerinde düşünmek, yani ayetler arasındaki ilişkiyi kurmaktır.

Bu ilişkiler ve detaylandırmalar bazen bir ayetten, bazen de Kur’an’ın geneline yayılan bir kompozisyon biçimindeki ayetlerden oluşabilir.

Bu ilişkilere dair birkaç örnek verelim:

Fatiha 2: Övgü, evrenlerin Rabbi Allah’adır.

Evrenlerin Rabbi ne demek?

Şuara 23: Firavun, “Evrenlerin Rabbi de ne demek?” dedi.

 

Şuara 24: Dedi ki, “Kesinlikle inanacaksanız O, göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir.”

———————————————-

Göklerle Alakalı Bilgi:

 

Naziyat 27: Siz mi, yoksa gök mü yaratılış açısından daha zorludur? Onu O yaptı.

 

Mümin 57: Göklerin ve yerin yaratılışı, insanın yaratılışından daha büyük bir şeydir. Ne var ki halkın çoğu bilmez.

———————————————-

Fatiha 6: Bizi doğru yola ilet.

Doğru yol ne demek?

Meryem 36: “Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; O’na kulluk ediniz. Doğru yol budur.”

———————————————-

Teğabun 17: Allah’a güzel bir borç sunarsanız, O da onu sizin için katlar ve sizi bağışlar. Allah değer verir, şefkatlidir.

Allah’a sunulan borç nedir?

Hadid 18: Sadaka veren erkekler ve kadınlar, Allah’a güzel bir borç vermişlerdir. Onlara kat kat ödenir ve onlar cömert bir ödül hakketmişlerdir.

———————————————-

Fatiha 4: Yargı gününün sahibi.

Yargı günü ne demektir?

İnfitar 18: Evet, din gününün ne olduğunu bilir misin?

 

İnfitar 19: O gün kimsenin kimseye yardımı dokunmaz. O gün tüm kararlar yalnız Allah’a aittir.

 

———————————————–

 

Yukarıda verdiğimiz birkaç örnekte olduğu gibi, Kur’an’ın kendi içerisinde apaçık ve detaylı olduğunu gösteren yüzlerce örnek sunulabilir.

Kur’an’ın yapısından anlıyoruz ki; Rabbimiz araştırmamızı, düşünmemizi ve bilgileri ayrıştırıp, sorunu oluşturan öğeleri de göz önüne alarak sonuca varmamızı istiyor. Kur’an, düşünen beyinlere hitap etmekte ve bizi diğer canlılardan üstün tutan aklımızı kullanmamızı istemektedir.

 

Önemli soru şu: Allah’ın açıklayıp detaylandırmasını yetersiz görmek mümkün olabilir mi?

ALLAH’IN İLMİYLE DETAYLANDIRDIĞI KİTAP

Araf 52: İlimle detaylandırdığımızبِكِتَابٍ فَصَّلْنَاهُ عَلَى عِلْمٍ  inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitabı onlara getirdik.

 

Yine ayetten anlıyoruz ki, Kur’an, Allah’ın ilmi üzere detaylandırılmıştır. Yol göstermek için Allah’ın ilave detaya ve birilerinin ilmine ihtiyacı olduğu iddia edilemez. Allah eksik detaylandırma da yapmaz.

Kur’an, ayetler arasında bağ kurdurarak bize kendini açıklar. Yani bir ayeti anlamakta güçlük çekersek, diğer ayetin yardımını alırız. Kur’an’ın kimin tarafından açıklandığını anlatan bu konudaki en önemli ve vurgusu güçlü ayetlerin başında Nahl 89. Ayet gelir.

 

HER ŞEYİ AÇIKLAYAN KİTAP

Nahl 89: Her topluluk içinden, kendilerine karşı bir tanık gönderdiğimiz, şunlara karşı da seni tanık olarak getirdiğimiz gün… Biz sana bu kitabı, HER ŞEYİ AÇIKLAYAN, bir YOL GÖSTERİCİ, bir rahmet ve Müslümanlara bir müjde olarak indirdik.

 

Yukardaki ayet, Kur’an’ın, yol gösterme noktasında her şeyin detaylı açıklamasını içerdiğini söylüyor. Peygamberimizin adı kullanılarak rivayetler yoluyla Kur’an’ın açıklandığını iddia etmek, Kur’an’ın birçok ayetiyle çelişen bir iddiadır.

Allah, Kur’an’da her şeyi açıkladığını söylüyor ama din adamları Kur’an’da verilen örneklerin yetersiz olduğunu kanıtlamak için ellerinden geleni yapıyorlar! Kur’an’da her türlü örneğin olduğuna iman etmek, yukardaki ayete iman etmenin bir ŞARTIDIR. Burada iki seçenek ortaya çıkıyor. Ya din adamlarının iddialarına iman edeceksiniz ya da gözlerinizle görerek aklınızla tanık olduğunuz Allah’ın ayetlerine.

Din adamları ayetlerde açıklananın tersini söyleyebilir, kalabalıklar da buna inanabilir. Burada bize düşen aklımıza ihanet etmemek ve kalabalıklara rağmen atalarımızdan devraldığımız dini öğretileri sorgulayabilme cesaretini gösterebilmektir.

 

KUR’AN’IN TEFSİRCİSİ KİMDİR?

Furkan 33: Onların sana yönelttikleri her teze karşı, biz sana gerçeği ve en güzel AÇIKLAMAYI (ahsene tefsiraأَحْسَنَ تَفْسِيراً ) getiririz.

 

Kur’an’ın en güzel şekilde sadece Allah tarafından tefsir edilmiş olduğunu, ayetteki ifadeler gören gözler için ortaya koyuyor!.

Rivayetlerin Kur’an’ı tefsir ettiği veya açıkladığı iddiası yukarıdaki (Nahl 89 ve Furkan 33) ve Kur’an’daki birçok ayetle çelişiyor. Allah, Muhammed Peygamber’e, sana getirilen her misale karşı BİZ EN GÜZEL TEFSİRİ YAPARIZ, diyor. Yani Allah, Kur’an’ın tefsirini bizzat yapmıştır. Bize düşen ayetler arasında bağ kurmaya çalışmaktır.

Din adamlarının, ‘’Kur’an’ı falanca âlimin, filanca hocanın TEFSİRİ olmadan anlayamazsınız!‘’ iddiasına karşı; Kur’an’ın kendisinin EN GÜZEL TEFSİR (AHSENE TEFSİRA) olduğunu söylemesi ve bunu söylerken TEFSİR kelimesini kullanarak da onların bu iddiasını çürütmesi gerçekten de harikadır!

 

DİLİNİ OYNATMA VE ACELE ETME, KUR’AN’I ALLAH AÇIKLAR

Kıyamet 16: Onu aceleye getirip dilini oynatma.

Kıyamet 17: Onu toplamak da okutmak da bize düşer.

Kıyamet 18: Biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşunu izle.

Kıyamet 19: Sonra, onu (beyan) açıklamak da إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ  bizim görevimizdir.

 

Yukarıdaki ‘’beyan’’ kelimesi ile Nahl 44’deki ‘’beyan’’ kelimesi aynıdır.

Kur’an, açıklamanın/beyanın Allah’a ait bir görev olduğu bildirir. Yukarıdaki ayetler bize birer uyarı niteliğindedir.

Buna rağmen açıklama/beyan görevini din adamları kendilerinde görmüşler ve bu yolla rivayetleri de kullanarak, farkında olarak veya olmayarak dini tahrif etmişlerdir.

Kur’an’ın rivayetler yoluyla açıklandığını iddia etmek yukarıdaki ayetle çelişir. Allah yapacağımız izahlara muhtaç değildir. Herhangi bir insanın Kur’an hakkındaki açıklamalarını mutlak doğrular olarak kabul etmek ve o kişinin izahlarını Kur’an’ın anlaşılması için bir ön şart olarak ileri sürmek Kur’an’la çelişen bir durumdur.

 

DİLEDİĞİNİZ DİNİ ANLAYIŞI RİVAYETLERE Mİ SÖYLETİYORSUNUZ?

Kalem 36: Neyiniz var, ne biçim hüküm veriyorsunuz?

Kalem 37: Yoksa bir kitabınız var da onu mu okuyup duruyorsunuz?

Kalem 38: Ve içinde her dilediğinizi bulabiliyorsunuz?

 

Kur’an’ın rivayetler yoluyla açıklandığını iddia eden binlerce din adamı, bu yolla binlerce dini hükmü İslam dinine ilave etmeyi başarmışlardır. Aslında yaptıkları şey hoşlarına giden, kendi kafa yapılarına ve zekâ düzeylerine uygun olan inanışları rivayetler yoluyla dinin içine ilave etmekten ibarettir.

Yukardaki ayetler çok açık gösteriyor ki, birtakım din adamları veya dindarlar DİLEDİKLERİ hükümleri diledikleri kitaplardan bulmak istiyorlar.

Örnek verelim: Zina edenleri taşla öldürmek, kadına peçe takmak, dinden döneni öldürmek, dayak zoruyla ibadet yaptırmak, köle ve cariyecilik ve daha nice hükümleri uygulamak isteyen din adamları bunu Kur’an yoluyla yapamadıkları için rivayetlere sarılmışlardır. Rivayetlere giderseniz, tuvalete hangi ayakla gireceğinize varana kadar bolca gereksiz detayla karşılaşır ve dininizi yaşanmaz bir hale getirebilirsiniz. Kalem suresi 36,  37,  38. Ayetlerde sorulan soruları lütfen kendinize sorunuz.

Allah’ın dini için, Allah’ın kitabını yeterli kabul edebiliyor musunuz? Yoksa hadis, fıkıh, ilmihal kitapları gibi içinde dilediğiniz hükmü bulduğunuz kitapları mı okuyorsunuz/izliyorsunuz?

 

ALLAH KELİME SIKINTISI ÇEKMEZ

İsra 89: Biz bu Kuran’da HER TÜRLÜ ÖRNEĞİ VERDİK, ne var ki halkın çoğunluğu inkârda direniyor.

İsra 41: Biz, ÖĞÜT ALMALARI için KUR’AN’DA AÇIKLADIK. Ne var ki, bu, sadece onların NEFRETİNİ ARTTIRIR.

 

Allah’ın İslam dinine ait her türden örneği Kur’an’da verdiğini kabul etmeliyiz. Her türlü örneğin Kur’an’da olmadığını iddia etmek, ayetlerin verdiği mesajla çelişecektir (Kur’an’da her türlü örneğin bulunduğunu söylediğimizde, ayetin gaybi bir tecellisi olarak nefretle karşılandığımızı ve bize büyük tepkiler gösterildiğini de ekleyelim).

 

KUR’AN UYDURMA BİR HADİS DEĞİLDİR

Yusuf 111: Onların tarihinde, bilinç sahipleri için bir ders vardır. Bu, UYDURMA BİR HADİS DEĞİL fakat kendisinden öncekilerin doğrulayıcısı, HER ŞEYİN DETAYLI AÇIKLAMASI ve inananlar için bir hidayet ve rahmettir.

 

Kur’an’da ‘hadis’ kelimesinin kullanımları müthiş detaylar içeriyor. Siz de Arapça metinde ‘hadis’ kelimesinin kullanıldığına lütfen kendi gözlerinizle tanık olunuz. Yukardaki ayette her şeyin DETAYLI olduğunun söylemesi ile birlikte, ayetlerin uydurma bir hadis olmadığının da belirtilmesi tesadüf müdür? Kur’an’ın açıklaması olduğu iddia edilen RİVAYETLERİN çoğunluğunda uydurmalar olduğu, hadis kitaplarını okuyanlar tarafından kolayca teşhis edilebilecek bir gerçektir. Allah Müslümanların hangi yolla sapacaklarını bildiği içindir ki, oluşacak sapmalara uyarı niteliğinde olacak kelimeler kullanarak bu ayetler tasarımlamıştır.

Binlerce din adamı neden apaçık gerçeği kavrayamıyor?

Yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada din adamları gerçeğin bir kısmını gizliyorlar. Hakikat o kadar sert ki, bunu açıklamaya korkuyorlar.

Gerçeği gizlemelerinin ve kavrayamamalarının en önemli nedeni, bu işi bir meslek olarak yapmaları ve din üzerinden geçimlerini sağlamalarıdır.

 

Şuara 109, 127, 145, 164, 180: Buna karşılık sizden herhangi bir ücret de istemiyorum. Benim ücretim, ancak evrenlerin Rabbine aittir.

 

Oysa tüm peygamberler dini anlatmıştır fakat hiçbiri bu görevi meslek edinerek din üzerinden gelir elde etmemiştir. Bu durum sadece Şuara suresinde, beş ayrı elçinin ağzından tam beş kez tekrarlanır. Bu sure içinde tam beş kez tekrarlanarak önemi vurgulanan bu konuşmayı yapan elçiler, Nuh, Hud, Salih, Lut ve Şuayb peygamberlerdir.

Fakat zaten açıklanmaya muhtaç olmayan kitabı, din adamları Kur’an’ı açıklama bahanesiyle, rivayetleri de kullanarak, elçilerin görev olarak yaptıkları işi gelir kaynağı haline getirmeyi başarmışlardır. İlim sahipleri, özellikle din âlimleri, onu kazanç sağlamadan paylaşmak zorundalar. Bu hem ilmin zekâtını ödemek hem de iyiliği iş edinmek, kötülükten de sakındırmak görevinin gereğidir.

 

Enam 115: Rabbinin kelimeleri doğruluk ve adaletle tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir.

 

Kur’an’ın doğrulukla ve adaletle tamamlanmış olduğuna iman etmek bir seçim değil, ZORUNLULUKTUR! Allah, insan sözleriyle tamamlanacak bir kitap göndermemiştir. Bu, bizzat Allah’ın zati sıfatlarıyla da çelişir.  Kur’an’ın ‘’hadislerle’’ tamamlandığı söylemek, yukarıdaki ayetlerin verdiği mesajı görmezlikten gelmek olacaktır.

 

ZALİMLERE İÇİN KUR’AN’I ANLAMAK YASAKTIR

İsra 82: Kur’an’ı inananlar için bir şifa ve rahmet olarak indirdik. Zalimlerin ise ancak zararını arttırır.

İsra 84: De ki: “Herkes inancına göre davranır. Kimin daha doğru yolda olduğunu ise Rabbim daha iyi bilir.”

 

İslam dini, Kur’an yoluyla açıklanmış, tüm detayları belli olan bir dindir. Bu ayetlerdeki mesaja inanan biri, din ile alakalı her şeyin açıklamasını da Kur’an’ın içinde aramalıdır! Kur’an’ı anlamak için rivayetlere değil akla ve selim bir kalbe ihtiyacımız vardır.

Kur’an inananlar için anlaması kolay bir kitaptır, eksiği de yoktur.

Kamer 17: Kur’an’ı öğüt almanız için kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?

 

Gerçek inananlar, Kur’an’ı anlamakta zorluk çekmeyecektir. Kur’an ayetlerinin zamanla daha iyi anlaşıldığı bir hakikattir. Yapmamız gereken, ayetler arasındaki bağı kurmak ve sabretmektir (Taha: 114). Yukarıdaki ayetin bir gereği olarak her Müslüman bilmelidir ki, Kur’an’ı anlamak kolaydır. Ama sorulması gereken soru, “Kuran’ı anlama kimin için kolaylaşacaktır?” sorusudur.

 

KUR’AN’I BAZILARIMIZ ANLAYAMAYACAK!

İsra 45: Kur’an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanlar arasına görülmez bir engel yerleştiririz.

İsra 46: Ve onu anlamalarını engellemek için kalplerine kabuklar, kulaklarına da ağırlık koyarız. Rabbini yalnızca Kur’an’da andığın zaman nefretle geriye dönerler.

 

 

Kur’an’da eksik olduğunu iddia eden günümüz inkârcıları, elbette bunu ispatlamak için uğraşacaklardır. ALLAH’ın kitabıyla inkârcılar arasındaki problem, artık yeni yüzüyle ortaya çıkacaktır. İnkârcılık, Muhammed Peygamber döneminde kitabın Allah’tan gelmediği, peygamberimizin kitabı kendi yazdığı yönündeydi.

Fakat günümüzde vahyi inkâr farklı bir şekilde tezahür edecektir. İnkârcılık bu defa, aslında kitaba inanmayan ama İNANDIĞINI İDDİA EDEN İNSANLARDAN KAYNAKLANACAKTIR. Müslüman olduğunu iddia edenler, Kur’an’daki yüzlerce ayete rağmen, ayetlerle uyumlu hareket edeceklerine, açık ifadeleri görmezden geliyor ve atalarından devraldıkları dini uygulamaları Allah’ın ayetlerine tercih ediyorlar.

 

SORULARA CEVABI ALLAH VERİYOR

Bakara 219: Sana sarhoş edicilerden ve kumardan sorarlar: “O ikisinde büyük bir günah ve insanlar için yararlar var; ancak günahları yararlarından daha büyüktür”, de. Ayrıca, sadaka olarak neyi vereceklerini senden sorarlar: “Artanı”, de. ALLAH ayetlerini işte böyle açıklıyor ki düşünesiniz

 

Bakara 220: Bu dünya ve ahiret hakkında… Sana bir de yetimler hakkında sorarlar: De ki, “Onları erdemli kişiler olarak yetiştirmeniz en büyük iyiliktir. Mallarını mallarınıza katarsanız aile bireyiniz olurlar.” ALLAH bozanı düzeltenden ayırt etmesini bilir. ALLAH dileseydi sizi zora sokardı. ALLAH güçlüdür, bilgedir.

 

Bakara 222: Sana aybaşı halini sorarlar, De ki: “O bir rahatsızlıktır. Aybaşı halinde olan kadınlarla cinsel ilişkiye girmeyin ve ondan kurtuluncaya kadar onlara yaklaşmayın. Kurtuldukları zaman ALLAH’ın size uygun gördüğü yerden onlarla cinsel ilişkide bulunun. ALLAH yönelenleri sever, arınanları sever.”

 

Yukardaki ayetler çok net bir şekilde soruların cevaplarını Allah’ın verdiğini gösteriyor. Yani bir soru sorulduğunda bu cevap elçiden değil, Allah’tan geliyor. Böylece Muhammed Peygamber sorulan sorunun AÇIKLAYICISI DEĞİL, cevabın İLETİCİSİ olmuş oluyor.

Mezhepler, Kur’an’daki her dini hükme onlarcasını da yama yapmışlardır. En kolay anlaşılacak konuyu örnek vererek özetleyelim.

Abdest Kur’an’a göre dört basamaktan oluşur.

Maide 6: İnananlar! Namaza kalktığınız zaman: (1) Yüzünüzü yıkayın, (2) ellerinizi dirseklere kadar yıkayın, (3) başınızı sıvazlayın, (4) ve ayaklarınızı da topuklara kadar sıvazlayın/yıkayın.

Mezheplere göre abdestin farzı kaçtır?

Hanefi: 4

Şafii: 6

Maliki: 7

Hanbeli: 7

Din adamları Kur’an’daki çok kolay anlaşılacak bir konuda bile ihtilaf etmeyi başarmışlardır. Dinimizi Kur’an’a göre şekillendirmek yerine, hâlâ atalarımızdan aldığımız mezhebi izleyecek miyiz? Allah’ın dinini, Allah’tan daha güzel kim açıklayabilir?

 

Sorunun cevabı Zuhruf 44. ve Bakara 170. Ayetlerde.

SADECE KURAN’DAN SORUMLUYUZ

Zuhruf 44: Bu, sana ve halkına bir mesajdır; ondan sorulacaksınız.

Sonuç: Yüce Allah, Kur’an’ın hem tefsircisi hem de açıklayıcısıdır. Bize düşen ayetler arasında bağ kurmaya çalışmaktır.

 

  • Kur’an’ın açıklayıcısı Yüce Allah’tır.
  • Kur’an’ın tefsircisi Yüce Allah’tır.
  • Yüce Allah, Kur’an’ı ilmiyle detaylandırmıştır.
  • Sorulan sorulara Peygamberimiz değil, Kur’an cevap vermiştir.
  • Kur’an, anlamamız için Allah tarafından KOLAYLAŞTIRLMIŞTIR.
  • Kur’an, zalim inkârcılar için kapalı ve anlaşılmaz bir kitaptır.
  • Kur’an, zalimlerin zararını arttıran bir kitaptır.
  • Kur’an, uydurma bir hadis değildir.
  • Kur’an, her şeyin detaylı açıklamasıdır.
  • Allah’ın dinini DİLEDİĞİMİZ KİTAPLARDAN değil, Allah’ın kitabından öğrenmeliyiz.